Ekran kartı üreticisi NVIDIA 1 Eylül 2020’de uzun süredir merakla beklenen ikinci nesil RTX Grafik İşlemcilerine sahip GeForce RTX 30 Serisini duyurmuştu. NVIDIA’nın Ampere mimarisini kullanan önceki RTX serisine kıyasla 2 kat daha fazla performans vaat eden bu yeni nesil ekran kartlarının GeForce RTX 3090 ve RTX 3080, RTX 3070 modelleriyle piyasaya çıkacağı belirtilmişti.
NVIDIA geçtiğimiz sene yeni nesil ekran kartlarında Ampere mimarisini kullanacağını belirtmişti. NVIDIA bu yeni mimariyle birlikte yeni nesil ekran kartlarının çok daha yüksek bir performans sunacağını, fiyat olaraksa daha ulaşılabilir olacağını da duyurmuştu. Tüketicileri heyecanlandıran bu haberlerin ardından RTX 30 Serisinin çıkış tarihi tüm dünyayı kasıp kavuran Covid19 Pandemisi nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmişti.
Sözde Makul Fiyatlar
10496 CUDA Çekirdeğine sahip ve 24 GB GDDR6X bellekle birlikte gelecek RTX 3090’ın 1499 Dolar başlangıç fiyatı ile 24 Eylül 2020 tarihinde; 8704 CUDA Çekirdeği ve 10 GB GDDR6X bellekle birlikte gelecek RTX 3080’in 699 Dolar başlangıç fiyatıyla 17 Eylül 2020 tarihinde; son olarak da 5888 CUDA Çekirdeği ve 8 GB GDD6 bellekle birlikte gelecek RTX 3070’in 499 Dolar başlangıç fiyatıyla Ekim 2020’den itibaren tüm dünyada satışa sunulacağı belirtilmişti.
Merakla beklenen yeni seri ekran kartlarının mağaza raflarında yer alma tarihi dün itibariyle geldi. Geldi gelmesine, lakin bu kartlara müşteriler ne yazık ki halen ulaşamıyor. Ülkemizde önde gelen teknoloji zinciri mağazalarının ve online satış sitelerinin hiçbirinden RTX 30 Serisini satın almak mümkün değil. Hal böyle olunca ekran kartı piyasası üzerine yazmak ve bu piyasanın gerçeklerini açıklamak hasıl oldu.
Hiç yalan yok ekran kartı piyasasını ben de yakından takip etmekteyim ve fırsat bulduğum bir zamanda sistemimde hali hazırda üç yıldır kullandığım Asus ROG-Strix 1080Ti ekran kartımı elden çıkarıp yeni nesil kartlardan birine (muhtemelen RTX 3080) terfi etmeyi düşünüyorum. Daha geçtiğimiz yılın sonunda sistemime ikinci bir sıvı soğutma takıp, bunu kullandığım ekran kartına braket takarak monte etmiştim. Çok uğraşarak sistemime böyle bir görüntü vermeyi başarmıştım.
Tabi o zamanlar RTX 30 Serisiyle ilgili dedikodular ve sızıntılar dışında pek bir haber yoktu. Dolar kuru da giderek yükselmekteydi ve elimdeki kart da beni en azından 1-2 sene daha götürebilecek bir potansiyele sahipti. Kartım halen piyasadaki en iyi performansa sahip kartlardan biriydi. Öyle olmasına öyleydi; ama insanoğlundaki doymak bilmezlik ve teknoloji fetişizmi bazen akademisyenlerin başına da iş açabiliyor. RTX 30 Serisi benim de iştahımı kabartmayı başarmıştı.
Stok Sıkıntısı!
Eğer sokağa atacak kadar fazla paranız yoksa ve çok da gerekli değilse, piyasaya yeni sürülmüş bir ürünü çıktığı anda almak mantıksız bir hamledir. Çünkü çoğu zaman yeni çıkan teknoloji ürünleri piyasaya sınırlı sayıyla sürülürler ve stok sıkıntısı adını verilen bir olgu nedeniyle oldukça yüksek fiyatlara satılırlar. Bu nedenle acelem yoksa bekleme stratejisini tercih ederim ve bu kez de öyle yaptım.
Takip ettiğim çeşitli forumlar ve sözlük sitelerinde RTX 30 Serisinin 17 Eylül 2020’de satışa ilk sunulan modeli RTX 3080’in, Amazon.com, Newegg vb. dev online alışveriş sitelerinde satışa sunulduktan saniyeler içerisinde tükendiğini okudum. Dün satışa çıkan 3090 modeli için de akıbet aynı şekilde gerçekleşti. Yurt dışında durum böyleyken, acaba ülkemizde nasıldı?
Ülkemizde Fiyatlar Fahiş!
Yukarıda belirttiğim sebebe ek olarak bazı vergiler ve Dolar kurunun yüksekliği de hesaba katıldığında yeni nesil ekran kartları ülkemiz online teknoloji ürünü mağazalarında fahiş fiyatlardan ön siparişe açıldı. ASUS TUF GeForce RTX 3080 OC modeli tam 8800 TL’ye listelenirken, ürünün dolar bazındaki satış fiyatı 1155 dolar! Yani başlangıç fiyatı olarak lanse edilen 699 doların neredeyse iki katı!
RTX 3090’a baktığımızda bu ekran kartında ülkemizde pek stok sıkıntısı yaşanmadığını görmekteyiz. Yaşanmaması da gayet doğal. Sonuçta kart 17600 TL gibi fiyata satışa sunulmuş durumda. Dolar bazında bu fiyat tam 2309 ABD dolarına tekabül ediyor! Yani başlangıç fiyatından tam tamına 900 dolar fazla! Neredeyse bir otomobil fiyatına sahip olan bu ekran kartının son kullanıcı tarafından satın alınabilmesi uçuk fiyatı nedeniyle pek mümkün görünmüyor.
Global anlamda baktığımızda NVIDIA önceki serilere oranla çok daha cazip fiyata neredeyse iki katı performans vaat etmişken, ülkemizde fiyatlar neden bu denli yüksek? Bu denli yüksek olmasına rağmen bu ekran kartlarının çeşitli firmalar (Asus, MSI, Gigabyte, Evga, Sapphire vb.) üretilen modellerinde neden stok sıkıntısı çekiliyor? Bu soruların yanıt vermek gerekiyor.
Yanıt çok basit: Kripto para madencileri!
Bir ekran kartının temelde görevi bilgisayar oyunlarının çalışmasını sağlamak, video ve görsellerin düzenleme programları vasıtasıyla işlenmesini sağlayıp render almak, çeşitli mimari ve mühendislik programlarında da yapılan çizimlerin görüntüye dönüşmesini sağlamak vb. Ama bu kartların geçmişte hesaba katılmayan gizli bir yeteneği daha var: Matematiksel işlem ve hesaplamaları müthiş bir hızda gerçekleştirebilmek!
Geçtiğimiz yıllarda çeşitli kripto paraların ekran kartları aracılığıyla kazıldığı keşfedilmişti. Bu durumun ortaya çıkmasıyla birlikte kripto madencilerin ekran kartlarına inanılmaz bir rağbeti oldu. Ekran kartlarının yeni çıkan her bir nesli daha fazla kripto para kazma performansına sahip oldukça ekran kartları piyasaya sürüldükleri ilk anda kripto para madencileri tarafından adeta yağmaladı. Nitekim RTX 30 Serisi de bu akıbete uğradı. Durum böyleyken yukarıda temel görevlerini saydığımız ekran kartlarını temel amaçlarla kullanmak isteyen bir tüketici bu kartlara erişemez oldu. Ülkemizdeki kurnaz teknoloji ürünleri mağazaları da zaten sınırlı sayıda satışa sunulan kartları, piyasaya herhangi bir yasal müdahale olmaması nedeniyle kafalarına göre belirledikleri fiyatlarla satmaya başladılar. Bu durum yıllardır böyle gelmiş böyle gidiyor.
Türkiye’deki teknoloji ürünleri mağazalarının kurnaz politikası nedeniyle, ülkemiz tüketicileri yüksek gümrük vergisi ve ortalama bir aylık bekleme süresi zahmetine katlanarak Amazon.com ve Newegg gibi yurtdışı alışveriş sitelerine yönelip yeni ekran kartlarını bu şekilde temin etmeye çalışıyorlar. Üstelik, yurtdışından satın alınan ekran kartlarının garantisi Türkiye’de geçerli değil. Kart bozulduğunda yurtdışına göndermek gerekiyor ve bu hem bekleme hem de kargo ücreti problemlerine sebep oluyor.
Ekran Kartı Piyasasının Düzelmesi İçin Ne Yapılmalı?
Peki ekran kartı piyasasını eski haline getirmek için neler yapılmalı?
- İleride çıkacak ekran kartlarını kripto para kazamayacak şekilde üretmek (Bu, ekran kartı üreticilerinin hesabına gelmeyecek bir hamle; çünkü kriptoculara çok fazla satış yapıyorlar)
- Diğer ekran kartı üretici AMD’nin NVIDIA ile rekabet edebilecek seviyede yeni ekran kartları üretmesi.
- Stok sıkıntısının giderilmesi amacıyla daha fazla üretim yapılması.
“Kaliteli bir sistemim var; ama ekran kartım artık beni mutlu etmiyor, daha iyi bir karta geçmek istesem de şu anki fiyatları verebilmem mümkün değil” diyenler ne yapmalı?
- Kripto para madencilerinin piyasadaki tüm kartları toplayıp doyuma ulaşmasını beklemek: Stok sıkıntısı böylece takriben iki ay içerisinde sona erecektir.
- Doların düşmesini beklemek (Umut fakirin ekmeği).
- Yurtdışındaki alışveriş siteleri tercih edilebilir (Garanti problemi göze alınarak)
- 11.11 ve Black Friday (Şahane, Efsane, Mükemmel, İnanılmaz, Harikulade, Fevkalade Cuma) kampanya ve indirimlerini beklemek.
Hazırlayan: Öğr. Gör. MALİK ASLANYÜREK
Dünyadaki ekran kartı piyasasını ele alırsak özellikle Türkiye deki asıl değinilmesi ve açıklama bekleyen konulara el atılması bakımından oldukça faydalı bir makale olmuş.