Cuma, Nisan 26Kırklareli Üniversitesi Uygulama Gazetesi

İyileştir Beni İnternet!

İnternet hayatımıza girdiğinden beri bir de Google gerçeğimiz var! Google dediysek siz arama motoru anlayın. Hani “Selpak” dediğimizde kâğıt mendili kastetmemiz gibi; bir markanın niteliksel bir ürün ile özdeşleştirilme hali yani. Bir ürün mü satın alacağız, birini mi merak ettik, ödevlere kaynak mı bulacağız, bir haberi gözden mi kaçırdık, “akşama ne yemek yapsam” derdine mi düştük ya da “en güzel makyaj nasıl yapılır” sorumuza cevap mı lazım oldu? Hemen Google soruyor basitten zora doğru cevaplarımıza ulaşıyoruz. Daha birçoğunu sıralayabileceğimiz bu gibi davranışlarımızın farkındayız. Ancak farkında olmadığımız bir başka davranışımız var ki “interneti en çok ne için kullanırsınız?” diye sorulsa telaffuz edileceğinden emin değiliz. Oysa bu davranışımız bir hastalık tanısı olarak tıbbi literatüre bile girmiş: “Siberkondri

 Siberkondri Ne Demek?

Siberkondri’nin en basit tanımı “İnternetten hastalık arama hastalığı”dır. Bilimsel olarak ise “internette tıbbi bilgi aramanın bir sonucu olarak sağlık anksiyetesinin şiddetlenmesi” şeklinde tanımlanmaktadır. Daha düz bir ifadeyle ise kişinin belirtilerden yola çıkarak internet ortamında edindiği bilgilerle kendi kendine teşhis koyma ve tedavi yöntemi uygulama denilebilir.

Z Kuşağının Siberkondri Puanı Yüksek

Farkında olmadığımız ancak ortaya çıkan kimi sağlık sorunlarımız doğrultusunda hemen hemen hepimizin sergilediği bu davranış tüm kuşaklarda yaygın ancak 2000 sonrası doğan Z kuşağında seviye biraz daha yüksek. Bu bulguya Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal ve sağlık çalışanı Yücel Ekinci tarafından yapılan “Yeni Medya Çağında Kuşakların Siberkondri Düzeyleri ile Sağlık Okuryazarlığı İlişkisi” adlı çalışmada ulaşılmış. Çalışmaya göre en düşük seviye ise 1946-1964 yılları arasında doğanları kapsayan Baby Boomer kuşağında. Bulguların yüzdelik dilimi ise şöyle:

Baby Boomer:   86,24 (orta seviye)
X kuşağı:        92,84 (orta seviye)
Y kuşağı:        96,83 (orta seviye)
Z kuşağı:         101,68 (yüksek seviye) 

Corona Salgını Yüzdeleri Değiştirir mi?

Araştırmada çıkan ilginç sonuçlardan birisi ise katılımcıların %36.8’lik diliminin hekim tavsiyesi olmadan, kendi isteğiyle ilaç kullandığını belirtmesi. Yani internet ortamında edindiğimiz bilgilere güvenerek ilaç kullanım tercihlerimizi yapabiliyoruz. Bu oranlar daha da yükselecek gibi duruyor. Zira Corona salgını nedeniyle hastanelerimiz de yeni bir çalışma sistemine geçmiş durumda. Artık randevusuz hasta alınmıyor ve randevular da günlük sınırlamalara tabi tutuluyor. Diğer taraftan hastalığı kapma riskinden dolayı birçok kişi de hastane ortamından uzak kalmayı tercih ediyor. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz tiyatro oyuncusu Haldun Boysan’ın salgın nedeniyle kalp pilini değiştirmek için hastaneye gitmediği ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği haberlere yansımıştı. Dolayısıyla bu etkenler de insanların interneti bir teşhis ve tedavi ortamı olarak görme eğilimini artırmış oluyor.

Her ne kadar bu sağlık davranışı olumlanmayıp, tehlikeli bulunsa da internete girildiğinde geniş bir tecrübe paylaşımıyla karşılaşıldığı ve anahtar kelimeler yardımıyla ciddi kaynaklara ulaşıldığı da bir gerçek. İsterseniz bilimsel çalışmalara göz atabilir isterseniz de hastalığı tecrübe etmiş kişilerin sosyal mecralarda anlattıklarından yola çıkarak kanaatlerinizi oluşturabiliyorsunuz. İlaç deneyimlerini ve sonuçlarını oldukça detaylı anlatanlar da yoğunlukta. Bu da her üç kişiden ikisinin neden karşılaştıkları sağlık sorununu önce internette arama eğilimi gösterdiğine dair bir cevap olsa gerek. Ancak yine de sağlıklı olan davranış işi uzmanına yani doktoruna bırakmak. Çünkü edindiğiniz üstünkörü bilgiler sizde olmayan bir takım hastalıkları varmış gibi algılamanıza, ciddi anksiyete sorunları yaşamanıza daha da önemlisi yanlış ilaç kullanımları ve tedavi yöntemleri nedeniyle sağlığınızın bozulasına neden olabilir. “Her şeyin başı sağlık” diyen bir milletin evlatları olarak lütfen daha dikkatli olalım!

Hazırlayan: Öğr. Gör. KÜRŞAD ERKAL

Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir