Çarşamba, Mayıs 1Kırklareli Üniversitesi Uygulama Gazetesi

Twitter Mahkemesi

Sosyal medya sadece iletişim pratiklerimizi, sosyal hayatımızı, insan ilişkilerimizi etkilemekle kalmadı aynı zamanda yargı dağıtan bir kurum halini de aldı. Zira artık kabahatlerin yargılanması mahkemelerden önce sosyal medya üzerinden yapılır oldu. En üst merci ise bu anlamda “Twitter Mahkemesi” gibi!

Masumiyet Karinesi!

Toplumun büyük çoğunluğu bu yargılama usulü ve merciinden memnun görünüyor. Ortaya atılan bir iddianın; ağır işlemekle eleştirilen yargı yerine Twitter gündemine taşınması hemen sonuç alıcı oluyor nitekim! Ancak alınan sonuç ne kadar adil ve sağlıklı bunu pek tartışan yok gibi. Varsa da seslerinin duyulmadığı kesin. Oysa “Masumiyet karinesi, Anayasa’nın 38. maddesinde, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” şeklinde düzenlenmiş. Anayasa’nın 36. maddesinde ise herkesin iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu” belirtilmiş. Hukukçular da bu hükümden yola çıkarak şu sonuçlara varmışlar: “a. ispat yükü (külfeti) iddiacıya düşer, b. sanığın susma hakkı vardır, c. şüpheden sanık yararlanır d. tutuklulukta makul süre aşılmamalıdır ve e. yasak sorgu yöntemi kullanılarak elde edilen deliller yargılamada kullanılmış ise suçluluk kanunen sabit değildir.”

Adalet

Görüldüğü gibi elde edilen sonuçlar bireyi öncelemekte, “adalet”; bireyin hukukunu koruma konusunda titizlenmektedir. Bu titizlenme normaldir çünkü elde edilen sonuçlar asırlara varan tecrübe ve disiplinler arası bilimsel çalışmalara dayanmaktadır. Sadece hukuk değil, konvansiyonel basın geleneği ve etik anlayışı da bu konuda derin hassasiyet ölçülerine sahiptir. Basın Ahlak Esasları  1. madde c bendi şu şekildedir:  “Hiç kimse, suçlu olduğu kesin yargı kararıyle belirtilmedikçe suçlu olarak ilân edilemez; cezai soruşturma aşamasında veya devam eden davaların konusu olan olaylarla ilgili haber veya yorumlarda “Suçsuzluk” ilkesi ihlâl edilemez; soruşturma ve yargılamanın doğal ve yasal akışını, özellikle hâkimlerin kararını etkileyecek beyan ve yorumlarda bulunulamaz.”

Post-truth Kavramının Egemenliği!

Bugün gelinen noktada “Twitter Mahkemesi”nin yukarıda ifade edilen hükümlerden tamamıyla bağımsız olduğunu söylemek yanlış olmaz. Örneğin Twitter Mahkemesi’nde olayın öncesi ve sonrası, delillerin doğruluğu ve yeterliliği, zanlının savunma hakkı gibi bir durum söz konusu değil. Çoğu zaman iddia makamı dahi belli değil. Birkaç fotoğraf veya görüntü, duygulara yönelik birkaç cümlelik iddia Twitter Mahkemesi’nde davanın görüşülüp karara bağlanması için yeterli olabilmektedir. Tabi bu mahkemenin tartışma ve hükümleri “kamuoyu tepkisi” şeklini alarak gerçek mahkemeleri de etkileyebilmektedir. Herkes; zaten tabi olduğu sosyal medya mecralarında konuya ilişkin bolca yaşanmış örnekle karşılaşmış, büyük oranda mahkeme kararlarına da etki etmiştir. Ancak Twitter Mahkemesi’nde yargıç rolüne soyunurken şu düşünceyle hareket etmek de fayda var: “Bir gün sanık sandalyesine ben oturursam nasıl yargılanmak isterdim!” Tabi bu sorunun ciddiyetini de şu gerçekleri vurgulayarak artırmak gerekebilir: Birincisi; yalan içerikten oluşan tweetlerin yayılma hızı doğru bilgi içeren tweetlere göre altı kat daha fazla! İkincisi; kişilerimiz karşılaştığı olaylara ilişkin yargılarını nesnel gerçekliklere göre değil duygu ve inançlarına göre oluşturma eğiliminde! Yani “post-truth” kavramının egemen olduğu bir dönemdeyiz!

Hangi Mahkemede Yargılanmak İsterdiniz?

Öyleyse Twitter Mahkemesi jürilerine bir kez daha soralım: hangi mahkemede yargılanmak isterdiniz?

Twitter’ın kendisi bir sanal ortam olmakla birlikte maalesef yargı sonuçları, yaptırım gücü gerçek! Yerleşik, uzlaşılmış kuralları, terazisi, pusulası, her şeyden öte temyiz merci olmayan bu mahkemenin telafisiz mağduriyetler oluşturabileceği, hatta oluşturduğu ortada. Bu nedenle Twitter Mahkemesi’ni gerçek hukuk sisteminin önüne geçirmek adalet ve özgürlükler açısından ne kadar sağlıklı? Herkesin ciddi anlamda düşünmesi gerek!

Hazırlayan: Öğr. Gör. KÜRŞAD ERKAL

Paylaş:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir